26 Haziran 2011 Pazar

Bütün bunlar o ortaçağ şehrinde olurken, Beyoğlu'nda durum o kadar da farklı değildi. Gece eğlencelerinden kalma çer çöp İstiklal Caddesi'ni boydan boya süslüyordu. Caddede geceden kalma bir kaç insan savaş sonrası şehirde bedbaht bir şekilde gezer gibiydiler. Tüm cadde boyunca dikkati çekebilecek, diğer sabahlardan farklı olan tek şey çocuk ve omzundaki köpekti. Çocuğun hali berbattı, daha doğrusu bir şekilde berbat olmuştu. Beyoğlu'nun bu haline göre berbat gözüküyorsa tam anlamıyla berbat olmalıydı hali. Köpek de çocuktan farklı değildi. Üzerlerindeki yılların pisliği değildi de sanki, 1 hafta önce evden kaçmış, sokaklarda vakit geçirmekten üstü başı kirlenmiş, bu duruma alışkın olmadıkları için yorgun düşmüş gibiydiler ikisi de.

Hiç yorum yok: